13/07 Süleyman'ın Özdeyişleri 4-6
[tr] Süleyman'ın Özdeyişleri 4-6
4:1 Çocuklarım, babanızın uyarılarına kulak verin.
Dikkat edin ki anlayışlı olasınız.
2 Çünkü size iyi ders veriyorum,
Ayrılmayın öğrettiğimden.
3 Ben bir çocukken babamın evinde,
Annemin körpecik tek yavrusuyken,
4 Babam bana şunu öğretti:
‹‹Söylediklerime yürekten sarıl,
Buyruklarımı yerine getir ki yaşayasın.
5 Bilgeliği ve aklı sahiplen,
Söylediklerimi unutma, onlardan sapma.
6 Bilgelikten ayrılma, o seni korur.
Sev onu, seni gözetir.
7 Bilgeliğe ilk adım onu sahiplenmektir.
Bütün servetine mal olsa da akla sahip çık.
8 Onu el üstünde tut, o da seni yüceltecek,
Ona sarılırsan seni onurlandıracak.
9 Başına zarif bir çelenk,
Görkemli bir taç giydirecektir.››
10 Dinle oğlum, sözlerimi benimse ki,
Uzasın ömrün.
11 Seni bilgelik yolunda eğitir,
Doğru yollara yöneltirim.
12 Ayakların takılmadan yürür,
Sürçmeden koşarsın.
13 Aldığın terbiyeye sarıl, bırakma,
Onu uygula, çünkü odur yaşamın.
14 Kötülerin yoluna ayak basma,
Yürüme alçakların yolunda,
15 O yoldan sakın, yakınından bile geçme,
Yönünü değiştirip geç.
16 Çünkü kötülük etmedikçe uyuyamaz onlar,
Uykuları kaçar saptırmadıkça birilerini.
17 Yedikleri ekmek kötülük,
İçtikleri şarap zorbalık ürünüdür.
18 Oysa doğruların yolu şafak ışığı gibidir,
Giderek öğle güneşinin parlaklığına erişir.
19 Kötülerin yoluysa zifiri karanlık gibidir,
Neden tökezlediklerini bilmezler.
20 Oğlum, sözlerime dikkat et,
Dediklerime kulak ver.
21 Aklından çıkmasın bunlar,
Onları yüreğinde sakla.
22 Çünkü onları bulan için yaşam,
Bedeni için şifadır bunlar.
23 Her şeyden önce de yüreğini koru,
Çünkü yaşam ondan kaynaklanır.
24 Yalan çıkmasın ağzından,
Uzak tut dudaklarını sapık sözlerden.
25 Gözlerin hep ileriye baksın,
Dosdoğru önüne!
26 Gideceğin yolu düzle,
O zaman bütün işlerin sağlam olur.
27 Sapma sağa sola,
Ayağını kötülükten uzak tut.
5:1 Oğlum, bilgeliğime dikkat et,
Akıllıca sözlerime kulak ver.
2 Böylelikle her zaman sağgörülü olur,
Dudaklarınla bilgiyi korursun.
3 Zina eden kadının bal damlar dudaklarından,
Ağzı daha yumuşaktır zeytinyağından.
4 Ama sonu pelinotu kadar acı,
İki ağızlı kılıç kadar keskindir.
5 Ayakları ölüme gider,
Adımları ölüler diyarına ulaşır.
6 Yaşama giden yolu hiç düşünmez,
Yolları dolaşıktır, ama farkında değil.
7 Oğlum, şimdi beni dinle,
Ağzımdan çıkan sözlerden ayrılma.
8 Öyle kadınlardan uzak dur,
Yaklaşma evinin kapısına.
9 Yoksa onurunu başkalarına,
Yıllarını bir gaddara kaptırırsın.
10 Varını yoğunu yer bitirir yabancılar,
Emeğin başka birinin evini bayındır kılar.
11 Ah çekip inlersin ömrünün son günlerinde,
Etinle bedenin tükendiğinde.
12 ‹‹Eğitilmekten neden bu kadar nefret ettim,
Yüreğim uyarıları neden önemsemedi?›› dersin.
13 ‹‹Öğretmenlerimin sözünü dinlemedim,
Beni eğitenlere kulak vermedim.
14 Halkın ve topluluğun arasında
Tam bir yıkımın eşiğine gelmişim.››
15 Suyu kendi sarnıcından,
Kendi kuyunun kaynağından iç.
16 Pınarların sokakları,
Akarsuların meydanları mı sulamalı?
17 Yalnız senin olsun onlar,
Paylaşma yabancılarla.
18 Çeşmen bereketli olsun
Ve gençken evlendiğin karınla mutlu ol.
19 Sevimli bir geyik, zarif bir ceylan gibi,
Hep seni doyursun memeleri.
Aşkıyla sürekli coş.
20 Oğlum, neden ahlaksız bir kadınla coşasın,
Neden başka birinin karısını koynuna alasın?
21 RAB insanın tuttuğu yolu gözler,
Attığı her adımı denetler.
22 Kötü kişiyi kendi suçları ele verecek,
Günahının kemendi kıskıvrak bağlayacak onu.
23 Aşırı ahmaklığı onu yoldan çıkaracak,
Terbiyeyi umursamadığı için ölecek.
6:1 Oğlum, eğer birine kefil oldunsa,
Onun borcunu yüklendinse,
2 Düştünse tuzağa kendi sözlerinle,
Ağzının sözleriyle yakalandınsa,
3 O kişinin eline düştün demektir.
Oğlum, şunu yap ve kendini kurtar:
Git, yere kapan onun önünde,
Ona yalvar yakar.
4 Gözlerine uyku girmesin,
Ağırlaşmasın göz kapakların.
5 Avcının elinden ceylan gibi,
Kuşbazın elinden kuş gibi kurtar kendini.
6 Ey tembel kişi, git, karıncalara bak,
Onların yaşamından bilgelik öğren.
7 Başkanları, önderleri ya da yöneticileri olmadığı halde,
8 Yazın erzaklarını biriktirirler,
Yiyeceklerini toplarlar biçim mevsiminde.
9 Ne zamana dek yatacaksın, ey tembel kişi?
Ne zaman kalkacaksın uykundan?
10 ‹‹Biraz kestireyim, biraz uyuklayayım,
Ellerimi kavuşturup şöyle bir uyuyayım›› demeye kalmadan,
11 Yokluk bir haydut gibi,
Yoksulluk bir akıncı gibi gelir üzerine.
12 Ağzında yalanla dolaşan kişi,
Soysuz ve fesatçıdır.
13 Göz kırpar, bir sürü ayak oyunu,
El kol hareketleri yapar,
14 Ahlaksız yüreğinde kötülük tasarlar,
Çekişmeler yaratır durmadan.
15 Bu yüzden ansızın yıkıma uğrayacak,
Birdenbire çaresizce yok olacak.
16 RABbin nefret ettiği altı şey,
İğrendiği yedi şey vardır:
17 Gururlu gözler,
Yalancı dil,
Suçsuz kanı döken eller,
18 Düzenbaz yürek,
Kötülüğe seğirten ayaklar,
19 Yalan soluyan yalancı tanık
Ve kardeşler arasında çekişme yaratan kişi.
20 Oğlum, babanın buyruklarına uy,
Annenin öğrettiklerinden ayrılma.
21 Bunlar sürekli yüreğinin bağı olsun,
Tak onları boynuna.
22 Yolunda sana rehber olacak,
Seni koruyacaklar yattığın zaman;
Söyleşecekler seninle uyandığında.
23 Bu buyruklar sana çıra,
Öğretilenler ışıktır.
Eğitici uyarılar yaşam yolunu gösterir.
24 Seni kötü kadından,
Başka birinin karısının yaltaklanan dilinden
Koruyacak olan bunlardır.
25 Böyle kadınların güzelliği seni ayartmasın,
Bakışları seni tutsak etmesin.
26 Çünkü fahişe yüzünden insan bir lokma ekmeğe muhtaç kalır,
Başkasının karısıyla yatmak da kişinin canına mal olur. kalır›› ya da ‹‹Çünkü fahişenin ücreti ancak bir somun ekmektir››.
27 İnsan koynuna ateş alır da,
Giysisi yanmaz mı?
28 Korlar üzerinde yürür de,
Ayakları kavrulmaz mı?
29 Başkasının karısıyla yatan adamın durumu budur.
Böyle bir ilişkiye giren cezasız kalmaz.
30 Aç hırsız karnını doyurmak için çalıyorsa,
Kimse onu hor görmez.
31 Ama yakalanırsa, çaldığının yedi katını ödemek zorunda;
Varını yoğunu vermek anlamına gelse bile.
32 Zina eden adam sağduyudan yoksundur.
Yaptıklarıyla kendini yok eder.
33 Payına düşen dayak ve onursuzluktur,
Asla kurtulamaz utançtan.
34 Çünkü kıskançlık kocanın öfkesini azdırır,
Öç alırken acımasız olur.
35 Hiçbir fidye kabul etmez,
Gönlünü alamazsın armağanların çokluğuyla.